Ameliyat Sonrası Protein Tozu Kullanımı

Ameliyat Sonrası Protein Tozu Kullanımı

Ameliyat sonrasında gıda alımı azaldığı için yeterli protein ihtiyacını gıdalardan karşılamak zor olabilir. Bu dönemde protein gereksinmelerini karşılamak, kas kütlesini koruyup kas artışını sağlamak için protein tozu kullanımı önemlidir. Kas artışını sağlayarak metabolizma hızının da artmasına yardımcı olur. Ameliyat sonrasında yaraların iyileşmesini ve toparlanma sürecini hızlandırır ayrıca sindirimi uzatarak tokluk süresini uzatır.

Ameliyat sonrasında günlük en az 60gr protein alınmalı. Bunun bir kısmı protein içeren gıdalardan bir kısmı da protein tozundan karşılanmalı. İlk 6 ay kadar protein tozu önerilir ve gün içerisinde önerilen miktarı bir seferde değil de öğünlere bölerek tüketmek kas artışını sağlama ve tokluk oluşturma açısından önemlidir. Su, süt, et suyu, sebze suyu, meyve kompostosu ve çorba gibi sıvıların içerisine katılarak tüketilebilir.

Birçok çeşitte protein kaynağı bulunur. Bunlar arasından en iyi tolere edilebilen ve daha iyi etki gösteren protein kaynağı whey proteinidir. Özellikle de kolesistokinin hormonunun salgısını yükselttiği için kullanılması önemlidir. Muz, çilek, çikolata gibi aromalı protein tozlarının içerisinde şeker bulunduğu için kana hızlı karışarak kan şekerini hızlı bir şekilde çıkartıp düşürür ve acıkmalara neden olur. Bu nedenle aromasız olan protein tozları daha sık tercih edilmelidir.

 

Ameliyat Sonrası Kolajen Takviyesi Kullanımı

Kolajen vücudumuzdan üretilen bir proteindir. Özellikle kemik, kıkırdak ve eklem gibi hareket sisteminin yapıtaşlarını oluşturan proteindir. Vücut bütünlüğünü sağlar ve bağ dokusunu güçlendirir. Cilt sağlığı için önemlidir, cilde güç ve esneklik kazandırır.

25 yaşından sonra vücutta kolajen kaybı artar. Ayrıca kötü beslenme alışkanlıkları, stres, sigara, güneşe fazla maruz kalma ve c vitamini eksikliğine bağlı olarak da azalabilir.

Beslenmemize kemik iliği suyu, sığır eti, tavuk eti, hindi eti, balık ve yumurta beyazı gibi kolajen üretimini destekleyen aminoasitleri içeren besinleri ekleyerek kolajen üretimine yardımcı olabiliriz.

Ameliyat sonrasında yeterli kolajeni gıdalardan karşılamak zor olacağından kolajen takviyesi önerilir. Yapılan çalışmalar ve Dünya Sağlık Örgütü kolajenin 3 ay düzenli kullanımını ve 1 ay ara verilmesi ve tekrar 3 ay düzenli kullanılması gerektiğini söylüyor.  Kolajenin vücutta birikmesini önlemek ve vücudumuzda peptitlere ayrılması için zaman tanımak açısından 1 ay ara vermek önemlidir.

Ameliyat sonrasında ağırlık kaybına bağlı olarak meydana gelebilecek sarkmaları, kırışıklıkları ve saçların vitamin eksikliği gibi nedenlerden dolayı hızlı bir şekilde dökülmesini önler.  Kemik yapısını kuvvetlendirerek ağırlık kaybına bağlı ortaya çıkabilecek eklem ağrılarını önler.

Kolajenlerin 20’den fazla türü olduğu bulunmuştur. Vücudumuzda en çok bulunan kolajen türü de Tip 1, Tip2, Tip 3 ve Tip 4 olarak adlandırılan kolajenlerdir. Kolajen takviyesi tercih ederken bütün formlarını içeren kompleks yapıda olan kolajeni tercih etmelisiniz.

Tip 1 Kolajen:

Vücutta en fazla bulunan kolajen türüdür. Tendon, kemik ve deride bulunur.

En dayanıklı olan kolajen tipidir. Dayanıklılık ve destekleyicilik sağlar.

Tip 2 Kolajen:

Tip 1 kolajene göre daha az bulunur.

Kıkırdak ve gözün yapısında bulunur.

Bağırsak astarının oluşmasını sağlar.

Etki mekanizması itibariyle, osteoartrit/romatoid artrit gibi eklem hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Sindirim sağlığını destekler. Bağışıklık sisteminin gelişmesini sağlar.

Tip 3 Kolajen:

Tip 1 kolajen ile deride bulunur. Cildin dayanıklılığını ve elastikiyetini sağlar.

Kemik ve kalp sağlığını destekler.

Tip 4 Kolajen:

Böbreklerde filtrasyona yardımcı olur ve cildimizin katmanlarında bulunur.

 

Ameliyat Sonrası Saç Dökülmesi

Tüp mide ameliyatından 3-4 aydan sonra bazı hastalarda beslenme alışkanlıklarına ve hızlı kilo vermeye bağlı olarak saç dökülmesi meydana gelebilir. Bu durum kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Saç dökülmesi kalıcı bir durum değildir ve bu süreçte saçlar zarar görmez. 12. aydan sonra vücudun ihtiyacı olan besin öğelerini gıdalardan normal bir şekilde karşılamaya başladığınız yani beslenme düzeninizin stabil hale geldiği zaman saçlar eski haline göre daha sağlıklı ve güçlü bir şekilde uzamaya başlar.

Ameliyat sonrasında saç dökülmesinin birçok sebebi olabilir.  Kilo kaybı, stres, kronik hastalıklar, beslenme düzenindeki değişiklikler, yetersiz protein alımı, vitamin ve mineral yetersizliği özellikle biyotin, çinko, demir, folik asit ve b12 vitamini yetersizliği bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Bu süreçte saç dökülmelerini en aza indirmek amacıyla düzenli aralıklarla kan tahlili yaptırıp yetersizliği görülen vitamin ve mineralin doktor kontrolünde takviye olarak alınması önerilir. Ameliyat sonrasında yeterli miktarda protein alınmazsa saç dökülmesi artabilir bu nedenle yeterli düzeyde protein almak için proteinden zengin besinleri tüketmek ve özellikle ilk 6 ay protein tozu kullanmak önemlidir. Vücutta vitamin ve mineral yetersizliğinin oluşmasını önlemek için 1 sene kadar düzenli olarak multivitamin kullanımı önerilir. Kolajen saç sağlını iyileştirdiği için kolajen takviyesinin ameliyat sonrasında 3 ay kullanıp 1 ay ara verilmesi sonrasında tekrardan 3 ay kullanılması önerilir. Saç büyümesini teşvik etmek ve dökülmeleri en aza indirmek için sürecin gidişatına göre doktor kontrolünde biyotin ve E vitamini takviyesi kullanımı önerilebilir.

Saç dökülmesinin bir problem olmadığını geçici bir süreç olduğunu unutmayın. 12. Aydan sonra saçlarınız eski haline geri dönecektir. Bu süreçte endişeye kapılıp stres yapmanıza gerek yoktur.

 

Ameliyat Sonrası Kahve Tüketimi

Ameliyattan 2-3 gün önce tüketimi önerilmez.

Ameliyattan 1 ay sonra tüketilmeye başlanmalıdır. Bu süreçte kafeinsiz kahveler tercih edilebilir.

Kahve asitliği nedeniyle yemek borusunda hasara yol açabilir. Mide asit salgısını arttırarak mukoza tabakasının iltihaplanmasına, gastrite, reflüye, ülsere hazımsızlığa sebep olabilir.

Kahvenin içerisinde bulunan küçük moleküllerin vücutta diüretik etkisi vardır. Yani daha sık idrara çıkmamıza neden olarak vücudumuzdan suyu uzaklaştırıp dehidrasyona (sıvı kaybı) neden olabilir. Bu nedenle tüp mide cerrahisi geçirmiş veya geçirmemiş her bireyin kahve içtikten sonra bol miktarda su içmesi önerilir. Günlük olarak 3-4 fincan kahve tüketimi önerilir.

Ayrıca demir emilimini engellediği için yemeklerle birlikte çay/kahve tüketiminden kaçınılmalıdır. Yemeklerden 45 dakika önce veya 45 dakika sonra tüketilmelidir.

 

Ameliyat Sonrası Alkol Tüketimi

Ameliyattan 2-3 gün önce alkol tüketimi bırakılmalıdır.

Ameliyat sonrasında tüketimi önerilmez. Özellikle ilk 6 ay kadar tüketilmemelidir. 6. Aydan sonra sosyal içici şeklinde yani ayda 3-4 kadeh olacak şekilde tüketimi önerilir.

Bu süreçte alkol alımı kilo verme sürecini sekteye uğratabilir, bağımlılığa sebep olabilir, kan şekerini düşürebilir, bilinç ve denge kaybı, konuşma bozukluğu gibi yan etkiler yaşanabilir.

Ameliyat Sonrası Sigara Kullanımı

Mide bulantısına, ülsere, dumping sendromuna, dokulara oksijen taşınmamasına sebep olabiliyor. Bu sebeple ameliyat sonrasında sigara kullanımı önerilmez.

 

Ameliyat Sonrasında Kabızlık

Kabızlık diğer bir adıyla konstipasyon haftada 3 kez veya daha az dışkılama sıklığı olarak tanımlanmaktadır.  Kabızlık bir hastalık değildir. Sindirim sistemini olumsuz yönde etkileyerek kişinin yaşam kalitesini düşüren bir problemdir.

Ameliyat sonrasında sindirim sisteminde meydana gelen değişiklikler, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, su alımının azalması ve psikolojik sebeplere bağlı olarak görülebilir. Ayrıca kullanılan besin takviyelerinin yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir.

Kabızlığı önlemek için yeterli miktarda su içmek çok önemlidir. En az 1,5-2 litre kadar su içilmelidir. Yanlış beslenme alışkanlıklarının düzeltilmelidir. Kabızlığa sebep olan yiyeceklerin tüketimi sınırlanmalı, bağırsakların çalışmasını sağlayan ve bağırsak sağlığını koruyan posa ve probiyotik-prebiyotik alımı arttırılmalıdır.

Fiziksel aktivitenin arttırılması önemlidir. Fiziksel aktivite artınca enerji harcaması yani metabolizmanın çalışma hızı artar böylelikle bu süreçte fiziksel hareketlerin artması bağırsak hareketlerini de arttırır.

 

İlginizi Çekebilir !

Kilo verememe nedeniniz şeker bağımlılığı olabilir!

Dikkat!Kilo verememe nedeniniz şeker bağımlılığı olabilir!

Eğer farkında değilseniz aslında şekere bağımlı olduğunuzu gösteren bu işaretlere dikkat edin! Neden endişelenmeliyiz? Çünkü …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir